Mırmır Radyosu

Sevgi bölünüp parçalanabilecek, varlığın bir türünden yüz çevirip bir başkasına yöneltilecek bir duygu, hâl, hissediş ve yaşayış değildir. O, ahlakın temelidir. Bir varlığı sevmenin mutlaka bir gerekçesi olacaksa o ancak varoluşudur, yaşama hakkıdır.
Hususen evcil dostlarımızı düşündüğümüzde, bize düşen öncelikle onların sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir şekilde hayatlarını sürdürebilmelerine yardımcı olmaktır. Asırlar öncesinde onları yaşadıkları yaban hayatından kopartıp kendi menfaatleri gereği evcilleştiren insanoğlunun bu güzelim varlıklara karşı sorumluluğu vardır.
Mırmır Radyosu, insanın sahip olduğu en yüce duygularla kaleme alınmış bir eser. Başta kediler olmak üzere hayvan dostlarımızın hislerini ve bize hissettirdiklerini öyküleştiren bu kitabın varoluş gayemizi farklı bir açıdan tekrar hatırlatacağını düşünüyorum.

Alo… Baba ne yaptınız? Elsa iyi mi?
Hayır oğlum. İnanılır gibi değil ama yine gözünü kırpmadan geceyi sabaha bağladı.
Gerçekten mi! Çok garip… Bir köpek iki gün boyunca nasıl olur da uyumadan durabilir.
Önceki gün evimizdeki ilk günü, yerini yadırgadı herhalde diye üstünde çok durmadık. Ama annen de ben de dün geceden beri epey endişeliyiz. Gözlerini üzerimizden asla ayırmıyor ve nereye gidersek peşimizden geliyor.
Endişelenmekte haklısınız. Bu hiç normal değil. Ben bugün fakültedeki bir hocamıza danışacağım.
Veterinerlik öğrencisi olan oğullarının hocasından aldıkları fikirle, Elsa’nın geçmişini öğrenmek üzere onu sahiplendikleri barınağın yolunu tuttular.
Eve dönerken iki gündür içine düştükleri endişe yerini derin bir acı ve hayrete bırakmıştı. Elsa’nın eski sahibi tarafından ilaçla uyutularak barınağa terk edildiğini öğrenmişlerdi.

Uykusuz / Mırmır Radyosu